Hochschule für Gestaltung/Ulm Almanya
Otl Aicher (1922 – 1991) Alman bir grafik tasarımcısı. 1946 yılında Aicher Münih'teki Güzel Sanatlar Akademisi'nde heykel bölümünde okumaya başladı. 1953 yılında Inge Scholl ve Max Bill ile birlikte 1950'ler ve 1960'larda tasarım alanında Almanya'nın önde gelen eğitim merkezlerinden biri haline gelen Ulm Tasarım Okulu'nu (Hochschule für Gestaltung Ulm) kurdu ve burada dersler vermeye başladı.
1956 Max Bill
Bu okulun yönetimine eski Bauhaus’un öğretim üyelerinden olan, Max Bill getirilmiştir. Ulm Tasarım Yüksek Okulu, Bauhaus düşüncesinin üzerine pedagojik açıdan, tasarım eğitimine bilimselliği katmanın yanı sıra Alman endüstrisiyle yoğun bir ilişki içine de girmiştir.
Otl Aicher 1953 yılında Inge Scholl ve Max Bill ile birlikte 1950'ler ve 1960'larda tasarım alanında Almanya'nın önde gelen eğitim merkezlerinden biri haline gelen Ulm Tasarım Okulu'nda (Hochschule für Gestaltung Ulm) dersler vermeye başladı.
Okulun binası, okulun kurucularından olan Max Bill (aynı zamanda ilk rektörü) tarafından tasarlandı Bauhaus'da olduğu gibi öğrenciler ortak ve zorunlu ilk sene sonunda beş uzmanlık alanından birinde eğitimlerine devam ediyorlardı. Bauhaus gibi etkili bir Alman okulu olan UHG, sanat ve teknolojiye kendine özgü bir yaklaşım sergiliyordu. Öncelikle UHG, tasarımcının koordinasyon işlevini üstlendiği bir savaş sonrası endüstrisine doğmuştu. Tasarımcıdan, maksimum verimlilik sağlamak için uzmanlarla işbirliği yaparak üretimin en çeşitli ihtiyaçlarını ve kullanımı, malzeme verimliliğini ve kullanıcının kültürel tatminini koordine etmesi bekleniyordu. Oysa Bauhaus, Gropius'un kendi deyişiyle sanatçılarla işbirliği yaparak tasarımda ortak bir payda bulmaya ve bir "tasarım bilimi" geliştirmeye çalışıyordu (Westphal, 1991: 39). Bu sebeple UHG'de tasarım eğitimi, Bauhaus'un "yaparak öğrenme" düsturunun yeni bilimsel aratırma yöntemleri ve savaş sonrası endüstri ilişkilerini göz ardı ettiği varsayılarak artık sanat tabanlı bir pratik olarak ayrıntılandırılmamaya bağlandı (Betts, 1998: 75).
DHUB Dekoratif sanatlar.radyo ve kayıt çalar
MEMPHIS GROUP
1980’li yılların en önemli tasarım grubu hiç kuşkusuz Memphis’ti. Milan’da, Ettore Sottsass tarafından 1980 yılında radikal Studio Alchimia’dan ayrılmasından sonra başlatıldı. Ettore Sottsass, çevresine bir grup uluslararası mimar, mobilya, dokuma ve seramik tasarımcısını topladı. Bunlar arasında Andrea Branzi, Martine Bedin, George Sowden, Peter Shire, Michael Graves, Javier Mariscal, Michele de Lucchi ve Matteo Thun bulunuyordu.
Çalışmalarını ilk kez 1981 Milan Mobilya Fuarında sergilediler. Burada Memphis grubu, bazı eleştirmenler tarafından yavan bulunsa da başarı elde etti.
Postmodernist bir grup olan Memphis çeşitli kaynaklardan —klasik mimariden 1950’li yılların değersiz sanatına kadar her şeyden— eklektik bir şekilde yararlandı. Göz alıcı ve çoğu kez şaşırtıcı renkler kullandılar ve nesnenin pratik kullanımından çok görünümü ve anlamı üzerine vurgu yaptılar. Tartışmacı bir girişim olarak başlayan şey büyük bir ticarî başarı kazandı.
Ne var ki, Memphis Grubunun postmodernizmin aşırı yönlerini oluşturan fikirleri fazla kalıcı olamadı.
Anti-Art,Anti-Design
Anti-design, 1966-1980 arası dönemde ortaya çıkmış bir tasarım akımı. Akım vurucu renkler, ölçüsüzlük (örneğin sizin içinde küçük kaldığınız devasa koltuklar) gibi kalıpların dışına çıkan tasarımlarla eserlerini ortaya koymuştur. Mimarlık alanında bu dönem "Radikal Tasarım" dönemi olarak da geçer.
Bu hareket, avant-garde tasarımcılarla estetikte mükemmellik arayan modernistlere bir tepkiydi. Aslında bu akım tamamiyle tasarımlarda olan tatminsizlik hissiyle ortaya 1950'lerde çıkmıştı fakat 1966'ya kadar literatüre girmedi.
Ettore Sottsass bu hareketin öncülerindendi ve hareketin isim yapmasında önemli rol oynadı. Sottsass ve arkadaşları bütün fikirlerini mobilya prototipleri üreterek, tasarım parçaları ortaya koyarak ve manifestolar yayınlayarak yaymayı amaçladı. Ne kadar bu çağrıların ve çalışmaların tüketiciyi etkilemek amaçlı olduğu sanılsa da asıl amaç insanların mobilyalar üzerine düşünmesini sağlamaktı.Anti-art dünyada bir sanat akımı olarak kabul görmektedir. Anti-art genel olarak Marcel Duchamp ve filozof Roger Taylor ile özdeşleştirilir. Anarşist sanat olarak adlandırılır.
Sanatçının yaratıcı kişiliğine, kültürel birikimine ve doğal yeteneğine yöneltilen saldırılar ya da bir sanat yapıtının oluşturulmasında harcanan çabanın yersiz bulunması karşı-sanat kavramından kaynaklanır. Yaratıcılığın yalnızca sanatçıya özgü olmadığını ve herkeste bir yaratıcılık olduğunu savunan görüşler de bu bağlam içinde değerlendirilebilir. Geneksel sanat kavramlarına , geleneksel sanata , sanatçı kavramına , geleneksel sanatsal standartlara , yüksek sanat değerlendirmesine , sanat piyasasına , sanatta bireyciliğe , sanatta globalliğe , bir meslek olarak sanata , sanatın toplum üzerinde baskı kurmasına , sanat ile hayat arasındaki ayrıma karşı çıkmıştır.Vico Magistretti (1966),Enzo Mari (1969) , Piero Gilardi (1967),Ettore Sottsass (1966) gibi sanatçılar bu akımdan etkilenmişlerdir.